Aerosol ve
Kolloidal
Aerosol, bir katının veya bir sıvının gaz ortamı içerisinde
dağılmasıdır. Duman,
sis ve spreyler
örnek olarak gösterilebilir.10 mikrondan daha küçük çaplı sıvı veya katı
parçacıklardan oluşan çok fazlı sistem. Son yıllarda aerosoller köpük veya jel
şeklinde hazırlanmaktadır. aerosoller; itici gaz, çözücü ve aerosol kabından
oluşur. aerosol kabı sprey kabı olarak da bilinir. İçindeki sıvıyı bir sis veya
köpük halinde saçmak üzere düşünülmüş ve genellikle madeni bir kutu veya
plastik bir şişe biçimindedir. Eskiden böcek ilaçlarını püskürtmek maksadıyla
geliştirilen aerosol kabı, günümüzde çok çeşitli ürünler için kullanılmaktadır.
İtici gaz basınç altında tutulan sıvılaştırılmış gaz veya gazlar karışımıdır.
Bu gazların kaynama noktası normal ısının altındadır. Bu sebeple itici gaz
karışımı atmosfer ile temasa gelir gelmez sür'atla buharlaşır. Etken madde de
saç veya cilt üzerinde kalır. Köpük ve toz aerosoller için de prensip aynıdır.
İtici gaz olarak kullanılan maddelerin inert, kokusuz ve renksiz olmasına,
toksik ve yanıcı olmamasına dikkat edilir. Bu amaçla fluorokarbonlardan
trikloromonofluorometan, diklorodifluorometan çok kullanılmakla birlikte, son
yıllarda ozon tabakasına verdiği zararlar sebebiyle terk edilip yerlerine
propan, izobütan, n-bütan gibi gazlar veya karışımları kullanılmaktadır.
aerosollerin başlıcalar oda deodorantları, bakterisit ve insektisitler, saç
lakları ve traş kremleridir.
Kolloid, bir tür homojen karışımdır. 1861'de İskoçyalı
bilimci Thomas Graham, değişik maddelerin parşömen zarından
geçişlerini incelemiş ve bunlardan bazılarının hızlı, bazılarının yavaş hareket
ettiklerini gözlemlemiştir. Örneğin albümin, jelatin, Arap
zamkı gibi maddeler yavaş hareket ederken, şeker, potasyum
hidroksit, sodyum klorür gibi maddelerin zardan çok hızlı geçtiklerini tespit
etmiştir. Buna göre Graham, çözünmüş maddeleri zardan geçişlerine göre kristaloidler
ve kolloidler olarak ikiye ayırmıştır. Kolloidler, büyük moleküllü oldukları
için zardan geçememiştir. Sonunda nişasta,
jelâtin gibi maddeler zamk ile aynı özellikleri gösterdiği için Yunancada zamk
anlamına gelen kola kelimesinden türeyen kolloid sözcüğü ile adlandırılmıştır.
Ancak bilimsel gelişmeler sonucunda Graham'ın kolloid olarak nitelendirdiği protein gibi
maddeleri kristallendirmek ve kristaloid olarak nitelendirdiği kükürdün
kolloidal çözeltisini hazırlamak mümkün olmuştur ve bu nedenle Graham'ın bu
sınıflandırması önemini yitirmiştir.
Yeni tanıma göre; bir maddenin kendisi için
çözücü olmayan bir ortamda 10-5-10-7 cm boyutlarında
dağılmasıyla oluşan çözeltiye kolloidal çözelti denir. Örneğin kükürdün,
kilin, sabunun suda
dağılmasıyla kolloidal çözelti oluşur. Yine, süt, kan serumu ve zamkın
sudaki çözeltileri ve çeşitli polimer maddelerin kendilerine uygun çözücülerdeki
çözeltileri kolloidal çözeltilerdir
Yapısı
Kolloidal
çözeltiler, dağılma fazı ve dağılan faz olmak üzere iki fazdan oluşur. Dağılma
fazı homojen bir ortamdır. Bu ortam katı, sıvı veya gaz halde olabilir. Dağılan
fazı oluşturan tanecikler ise çok sayıda atom veya atom gruplarından oluşmuş
olup bu tanecikler ışık mikroskobunda görülmez, ancak elektron mikroskobunda görülebilir.
Kolloidal çözeltileri diğer çözeltilerden ayıran başlıca özellik bu
taneciklerin büyüklüğüdür. Taneciklerin büyüklüğü 10-5 cm'den büyük
ise çözelti, süspansiyon adını alır. Taneciklerin büyüklüğü 10-7
cm'den küçük ise çözelti, gerçek çözeltidir.
Kolloidal
sistemler dağılma ve dağılan fazın katı, sıvı ve gaz halde olmasına göre 8
tipte incelenebilir:
Aerosol, bir katının veya bir sıvının gaz ortamı içerisinde
dağılmasıdır. Duman,
sis ve spreyler
örnek olarak gösterilebilir.10 mikrondan daha küçük çaplı sıvı veya katı
parçacıklardan oluşan çok fazlı sistem. Son yıllarda aerosoller köpük veya jel
şeklinde hazırlanmaktadır. aerosoller; itici gaz, çözücü ve aerosol kabından
oluşur. aerosol kabı sprey kabı olarak da bilinir. İçindeki sıvıyı bir sis veya
köpük halinde saçmak üzere düşünülmüş ve genellikle madeni bir kutu veya
plastik bir şişe biçimindedir. Eskiden böcek ilaçlarını püskürtmek maksadıyla
geliştirilen aerosol kabı, günümüzde çok çeşitli ürünler için kullanılmaktadır.
İtici gaz basınç altında tutulan sıvılaştırılmış gaz veya gazlar karışımıdır.
Bu gazların kaynama noktası normal ısının altındadır. Bu sebeple itici gaz
karışımı atmosfer ile temasa gelir gelmez sür'atla buharlaşır. Etken madde de
saç veya cilt üzerinde kalır. Köpük ve toz aerosoller için de prensip aynıdır.
İtici gaz olarak kullanılan maddelerin inert, kokusuz ve renksiz olmasına,
toksik ve yanıcı olmamasına dikkat edilir. Bu amaçla fluorokarbonlardan
trikloromonofluorometan, diklorodifluorometan çok kullanılmakla birlikte, son
yıllarda ozon tabakasına verdiği zararlar sebebiyle terk edilip yerlerine
propan, izobütan, n-bütan gibi gazlar veya karışımları kullanılmaktadır.
aerosollerin başlıcalar oda deodorantları, bakterisit ve insektisitler, saç
lakları ve traş kremleridir.
Kolloid, bir tür homojen karışımdır. 1861'de İskoçyalı
bilimci Thomas Graham, değişik maddelerin parşömen zarından
geçişlerini incelemiş ve bunlardan bazılarının hızlı, bazılarının yavaş hareket
ettiklerini gözlemlemiştir. Örneğin albümin, jelatin, Arap
zamkı gibi maddeler yavaş hareket ederken, şeker, potasyum
hidroksit, sodyum klorür gibi maddelerin zardan çok hızlı geçtiklerini tespit
etmiştir. Buna göre Graham, çözünmüş maddeleri zardan geçişlerine göre kristaloidler
ve kolloidler olarak ikiye ayırmıştır. Kolloidler, büyük moleküllü oldukları
için zardan geçememiştir. Sonunda nişasta,
jelâtin gibi maddeler zamk ile aynı özellikleri gösterdiği için Yunancada zamk
anlamına gelen kola kelimesinden türeyen kolloid sözcüğü ile adlandırılmıştır.
Ancak bilimsel gelişmeler sonucunda Graham'ın kolloid olarak nitelendirdiği protein gibi
maddeleri kristallendirmek ve kristaloid olarak nitelendirdiği kükürdün
kolloidal çözeltisini hazırlamak mümkün olmuştur ve bu nedenle Graham'ın bu
sınıflandırması önemini yitirmiştir.
Yeni tanıma göre; bir maddenin kendisi için
çözücü olmayan bir ortamda 10-5-10-7 cm boyutlarında
dağılmasıyla oluşan çözeltiye kolloidal çözelti denir. Örneğin kükürdün,
kilin, sabunun suda
dağılmasıyla kolloidal çözelti oluşur. Yine, süt, kan serumu ve zamkın
sudaki çözeltileri ve çeşitli polimer maddelerin kendilerine uygun çözücülerdeki
çözeltileri kolloidal çözeltilerdir
Yapısı
Kolloidal
çözeltiler, dağılma fazı ve dağılan faz olmak üzere iki fazdan oluşur. Dağılma
fazı homojen bir ortamdır. Bu ortam katı, sıvı veya gaz halde olabilir. Dağılan
fazı oluşturan tanecikler ise çok sayıda atom veya atom gruplarından oluşmuş
olup bu tanecikler ışık mikroskobunda görülmez, ancak elektron mikroskobunda görülebilir.
Kolloidal çözeltileri diğer çözeltilerden ayıran başlıca özellik bu
taneciklerin büyüklüğüdür. Taneciklerin büyüklüğü 10-5 cm'den büyük
ise çözelti, süspansiyon adını alır. Taneciklerin büyüklüğü 10-7
cm'den küçük ise çözelti, gerçek çözeltidir.
Kolloidal
sistemler dağılma ve dağılan fazın katı, sıvı ve gaz halde olmasına göre 8
tipte incelenebilir:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder