Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

1 Mart 2012

5.Sınıf Atasözleri Deyimler ve Vecize


ATASÖZLERİ
            Atalarımızın yaşam deneyimlerini düşünce ve anlayışlarını kuşaktan kuşağa taşıyan, öğüt veren, derin anlamlı kalıplaşmış sözlere atasözü denir.

Atasözlerinin Özellikleri
·         Atasözleri tüm toplumun ortak ürünüdür. Kim tarafından söylendiği belli değildir.
·         Kalıplaşmış sözlerdir. Bir tek sözcüğü bile değiştirilemez.
Örnek:
“Ağaç yaşken eğilir.” atasözünün yerine
“Fidan yaşken bükülür.” diyemeyiz. Eğer dersek bu söz sıradan bir cümle olur, atasözü olmaz.

·         Atasözleri genellikle mecaz anlamlıdır. Yani atasözlerinde benzetmeli anlatım vardır.
Örnek:
“Ayağını yorganına göre uzat.” atasözünde;
Ayak: harcama, gider anlamındadır.
Yorgan: kazanç, gelir anlamındadır.
Uzatmak: gelirle gideri denkleştirmek anlamındadır.

·         Bazı atasözleri gerçek anlamlıdır.
Örnek:
“Bugünün işini yarına bırakma.”

·         Atasözleri kısa ve özlü sözlerdir. Az sözle bir öğüdü, bir yaşam gerçeğini anlatır. Atasözünde anlatılmak istenen konu etkili biçimde dile getirilir.
Örnek:
“Sakla samanı, gelir zamanı.” atasözü;
 “En değersiz, basit şeyler bile bir gün işimize yarayabilir. Bu yüzden saklanmalıdır.” anlamındadır.

·         Atasözlerinin çoğu tek bir yargı bildiren kısa cümledir. Ancak birden çok yargı bildiren uzunlukta atasözleri de vardır.

Örnek:
“ Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.” atasözü;
“İnsan çalıştığı sürece güzel sonuçlara ulaşır. Çalışmasının karşılığını alır.” anlamındadır.

“Söz gümüşse sükut altındır.” atasözü;
“Konuşmak yararlı olabilir. Kimi zaman susmak ondan daha iyidir. Gereksiz konuşmak, insanın başına kötü işler açabilir.” anlamındadır.

“ Komşu komşunun külüne muhtaçtır.” atasözü;
“İnsan yalnız başına yaşayamaz. Toplum içinde yaşayan insanlar, birbirine yardım etmelidir.” anlamındadır.

“ Bir elin nesi var, iki elin sesi var.” atasözü;
“Tek başlarına yapamayacakları işleri işbirliğiyle gerçekleştirirler.” anlamındadır.

DEYİMLER
            Genellikle gerçek anlamından az çok uzaklaşarak ilgi çekici anlam taşıyan, en az iki sözcükten oluşan kalıplaşmış sözlere deyim denir.

Örnek:
Bardağı taşırmak: Sabrını tüketmek.
Can atmak: Bir şeyi yapmayı çok istemek.
Etekleri tutuşmak: Çok telaşlanmak.
Eli kulağında: Çok yakın bir zamanda olması beklenen
Göz boyamak: Bir işi yapamadığı halde yapar gibi görünmek.

Deyimlerin özellikleri
·         Deyimler en az iki sözcükten meydana gelir. Daha uzun olanları da vardır.
Örnek:
Göze batmak
Yangına körükle gitmek
Gözünde tütmek
Ağzındaki baklayı çıkarmak
İn cin top oynamak
Ant içmek

·         Deyimler kalıplaşmış sözlerdir. Deyimlerdeki sözcüklerin yerleri değiştirilemez. Aynı anlama gelse bile yerine başka söz getirilemez.


Örnek:
“Eli bol” deyimi yerine eli geniş diyemeyiz ya da
“Kafa tutmak” deyimi yerine “baş tutmak” diyemeyiz.
·         Deyimler mecaz bir anlatım taşırlar. Deyimlerin vermek istediği düşünceyi anlayabilmek için sözcüklerin sözlükteki anlamlarını değil söz grubunun kullanılış nedenini anlamamız gerekir.

Örnek: “ Baltayı taşa vurmak” deyimi farkında olmadan karşımızdakilerden birine dokunacak, incitecek söz söylemek anlamındadır.
Yoksa baltanın ağzını taşa vurmak anlamında değildir.

·         Ancak gerçek anlamda kullanılan deyimlerde vardır.
Örnek:
Çoğu gitti, azı kaldı.
Yükte hafif pahada ağır.
İyi gün dostu
Kimi kimsesi yok.
·         Deyimler atasözleri gibi genel kural niteliği taşımazlar. Atasözlerinin amacı yol göstermek, öğüt vermek, gerçekleri bildirmektir. Deyimler ise bir kavramı ya da durumu etkileyici bir biçimde belirtmek amacındadır. Deyimleri atasözlerinden ayıran en temel özellik budur.

Örnek:
“Ele avuca sığmamak”, “omuz silkmek”, “gözden düşmek” deyimleri genel kural belirtmezler. Bir durum, bir kişi, bir kavram için söylenmişlerdir.
“Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.”
“Bugünün işini yarına bırakma.”
“İşleyen demir ışıldar.” Atasözleri ise genel kural ve yapı bildirirler.

·         Deyimler tek bir sözcük gibi görev yaparlar. Deyimler hangi cümlede yer alırsa alsınlar aynı anlama gelirler.

Örnek:
O, karda yürüyüp izini belli etmez.
Ahmet ele avuca sığmayan bir çocuk.
·         Deyimleri oluşturan sözcükler genellikle ayrı yazılır.
Örnek:
Göz boyamak
Balon uçurmak
Dil dökmek
Ekmeğini taştan çıkarmak
Deyimlerde atasözleri gibi atalardan kalmadır.
ÖZDEYİŞ(VECİZE)
            Bir düşünceyi, bir duyguyu, bir ilkeyi kısa ve etkili bir biçimde anlatan, kim tarafından söylendiği belli olan sözlere vecize(özdeyiş) denir.

·         “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.”  M. Kemal ATATÜRK
·         “Adalet mülkün temelidir.”       Hz. Ömer
·         Allah, dolu ellere değil, temiz ellere bakar. P.SYRUS
·         Bencil insan, tek başına kalmış meyvesiz bir ağaç gibi kurur gider. TURGENYEV
·         Beşikten mezara kadar bilim öğrenin. HZ. MUHAMMED
·         Bilgili olduğumuz oranda özgür oluruz. SOKRATES
·         Çocuklarınıza dilini tutmasını öğretin. Konuşmasını nasıl olsa öğrenecektir. FRANKLİN
·         Doğruluk, insanın kalbinin en gerçek anlatımıdır. KONFÜÇYÜS
·         Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz. HZ.ALİ
·         En büyük cezaevi, cahil bir insanın kafasının içidir. MONTAİGNE
·         En verimli yağmur alın teridir. C. SAHABETTİN
·         Gençliğe üç öğüdüm vardır: ÇALIŞ, ÇALIŞ, ÇALIŞ. BİSMARK
·         Hafızasız baş, bekçisiz kaleye benzer. NAPOLEON
·         İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır. V.HUGO
·         Yaşamak solumak değil, çalışmaktır. J.J. ROUSSEAU
·         Yiğit olan sırrını kimseye demez, kötü kalbindekini dile getirir. KARACAOĞLAN
·         Yaşam kısa, sanat uzundur. HIPOKRATES
·         Uşağım dahi olsa, hatalarımı düzelten efendim olur. GOETHE
·         Tatlı dil, her kapıyı açan sihirli bir anahtardır. MONTAİGNE
·         Resim, sözcüksüz şiirdir. HORATIUS
·         İnsanın en büyük düşmanı, bizzat kendisidir. (Çiçero)


Özdeyişlerin özellikleri
1.    Ders verici güzel sözlerdir.
2.    Söyleyeni bellidir ve bunlar ülke veya dünya çapında tanınmış ünlü sanatçı, bilim ve devlet adamlarıdır.
3.    Sözcüklerin yerleri değiştirilemez.
4.    Vecizeyi oluşturan sözcükler genellikle gerçek anlamda kullanılmıştır.

Önemli !
            Atasözü ve özdeyiş arasındaki en önemli fark şudur. Atasözlerinin söyleyeni belli değildir. Özdeyişlerin ise söyleyeni bellidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder